Davutoğlu'ndan Ankara mesajları
Başbakan Davutoğlu'nun sözleri şöyle: -Siyasi alanda yapacağımız restorasyonu zikrettik. Dedik ki milli iradeyi her halukarda mutlaka egemen kılacağız. Darbe ve vesayete izin vermeyeceğiz. Ak Parti son 12 yılda bir çok darbe ve vesayet çabaları gördü. `Biz` bunların karşısında dim dik durduk ve durmaya devam edeceğiz. Muhalefet partilerinin hepsi hesap verecek. AK Parti ile `CHP` arasındaki fark abakınız. `Biz` kongremizi büyük bir şölen içinde yaptık bütün il ve ilçelere gittik. Bu siyasetin yeniden inşaasıdır. CHP'de kongre yaptı parçalandı ve bölünmeye başladılar. `Kılıçdaroğlu,` `Meclis` görüşmesinde Mısır darbesini destekleyince kendisine sordum. Darbelere karşı mısınız değilseniz çıkın söyleyin dedim. Meclis'te bunu söylediğime alındı. Ama o günden bu yana Kılıçdaroğlu'ndan darbelere karşı tek bir cümle duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü, CHP'nin zihniyet köklerinde darbe anlayışı vardır. ŞİŞLİ'DE DARBE YAPMAYA KALKIŞTILAR Türkiye'de darbe yapamadılar. Şimdi gittiler Şişli'de birbirlerine karşı darbe yapmaya kalkıştılar. İşte er meydanı. Şişli'yi yönetebiliyorlar mı? Şişli'de yaşananlara `Kılıçdaroğlu` sesini çıkartabiliyor mu müdahale edebiliyor mu? Bir ilçede dahi birbirlerine darbe yapmaktan `iş` yapmaya vakit bulamıyorlar. Biri bizi tehdit ediyor diyor diğeri hayır diyor. Bir Şişli'yi idare edemeyen Türkiye gibi büyük bir ülkeyi idare etme becerisini gösterebilir mi? Bu millet CHP'ye değil 4 yıl 4 dakika bile iktidar yüzü göstermez. Demokrasi anlamında `biz` gayret sarfederken `CHP` ve diğer partiler paralelcilerle birlikte siyaseti dizayn etme çabasındalar. -14 Aralık'ta yargıda başlayan süreç siyasi bir süreç değildir. Aksine 2010 yılında vatandaşların haksız suçlamalarla, bürolarına yerleştirilen silahlarla, kumpasla 17 ay hapis yatmalarına neden olaydır. Bir grup vatandaşımızı bu çete tarafından haksız yere töhmet altında bırakılmıştır. Tamamen uydurma delillerle hapse atılmışlardır. Bu insanlar gelip yargıya başvurmuşlardır. Yargı ne yapacaktı? Bu zulüm karşısında susacak mıydı? Hemen harekete geçtiler. Bir pazar günü daha dosyanın içeriği bilinmeden, kimin neyle suçlandığı bilinmeden bunu hemen `basın` özgürlüğü dediler. `Tatil` günü dahi `Avrupa` Birliği açıklama yaptı. Kirli bir kampanya başlatıldı. Bu kirli kampanyayla hükümetimiz ve ülkemize dönük bir karalamaya başladılar. -Bu operasyonlarda `basın` özgürlüğünü ilgilendiren hiçbir şey söz konusu değildir. Ama hiç kimse bulunduğu makam nedeniyle hesap sorulamaz değildir. Herkes hesap verme makamındadır. -Eğer birileri Pensilvanya'dan ya da başka yerlerden `emir` alarak devleti yönetmeye kalkarsa bunun hesabını verecek. `Biz` sadece emaneti milletten alır hesabı millete veririz -Kim şu veya bu gerekçeyle milli hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim herhangi bir şekilde harama bulaşırsa, kardeşimiz de olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız. Ama yolsuzluk iddiaları üzerinden yalan yanlış ithamlarla, birtakım komplolarla milli iradeye karşı kim harekete geçerse onu da durdurmaya aynı şekilde kararlıyız.
baha21